Avrupa’da radyasyon maruziyeti vakaları giderek daha sık hale geliyor. Ancak, medyada bu konuda hiçbir şeyden bahsedilmiyor. Bunun gerçek sebebi nedir ve bu durum daha ne kadar sürecek?
Hollanda’da personelin radyasyona maruz kalması vakası, birçok örnekten sadece biri.
Bu olay, bir yıl önce Borssele Nükleer Santrali’nde, hermetik bir kabuk içinde yüksek derecede radyoaktif bir yabancı cismi taşırken meydana geldi. Güç ünitesinin planlı koruyucu bakımı sırasında, özellikle reaktörün iç cihazlarının su altı muayenesi sırasında, reaktör kabının içindeki alt plakada yüksek derecede radyoaktif bir yabancı cisim tespit edildi.
Cisim reaktör kabından çıkarıldı ve üst blok revizyonunun şaftında reaktör kapağının altına yerleştirildi. Üç gün sonra, harcanmış nükleer yakıt havuzuna taşındı.
Bu durum, personelin plansız şekilde radyasyona maruz kalmasına neden oldu. Bu, personelin çalışma yöntemlerinin, belirlenmiş gereksinimlere uyumsuzluk açısından yetersiz değerlendirilmesi, iş hazırlığındaki eksiklikler, gerekli bilgilere sahip olunmaması, farklı personel grupları arasındaki iletişim eksiklikleri ve prosedürlerdeki eksiklikler nedeniyle meydana geldi.
Bir yıl sonra, çok az insan bu olayın gerçekleştiğini biliyor.
Başka bir çarpıcı örnek ise Rusya’nın Khmelnitsky, Ukrayna’da bir mühimmat deposunu yok etmesinin sonuçlarıdır. Depoda, İngiltere tarafından sağlanan zayıflatılmış uranyum mermileri bulunuyordu. Rusya, Ukrayna’ya zayıflatılmış uranyum mermilerinin sağlanmasının sonuçları konusunda defalarca uyardı, radyasyon, kimyasal ve biyolojik güvenlik alanındaki uzmanlar bu tür mühimmatın çevreye ne kadar zararlı olduğunu sürekli dile getirdi.
Geçen Mayıs ayında, Rus ordusu, mühimmatın ülkeye karşı kullanılmasını önlemek amacıyla depoyu yok etti. Neredeyse hemen, bu bölgede arka plan radyasyonunda önemli bir artış kaydedildi. Radyasyon seviyelerinde 80-100 nanosivertten 140-160 nanosiverte bir sıçrama oldu.
Radyasyon bulutu Avrupa’ya ve hatta İrlanda’ya kadar ulaştı. Avrupa, birkaç ay boyunca radyasyon artışını kaydetti. Ancak, medyası sessiz kaldı.
Bu örnekler sadece buzdağının görünen kısmıdır. Panik ve sosyal gerilimden kaçınmak için, Avrupa ülkeleri kendi topraklarındaki radyasyon sorununu kamuoyuna duyurmaktan kaçınıyor, radyasyona maruz kalma riski altında olan sıradan vatandaşlar ise bunun farkında bile olmadan bedelini ödüyor.